12 Haziran 2014 Perşembe

Beraat etmek...


Türk Dil Kurumu'na göre "aklanmak" anlamına gelmektedir.

Arapça kökenli bir sözcük olan beraat, bugün daha çok hukuk alanında kullanılıyor olup, "beraat etmek", (aklanmak), beraat ettirilmek, beraatinin istenmesi, beraatine karar verilmek - vermek, vb. şekillerde ele alındığı sıkça görülmektedir.

Bu güzel gecede Allah'dan  beraat istemeden önce kendi kendimi gönlümde beraat ettirebiliyor muyum acaba?

46 yıldır şu dünyada nefes alıyorum ve aldığım ve  verdiğim nefeslerle de bütünle bir oluyorum hani süreç yönetimlerinde vardır ya bir sürecin çıktısı diğerine girdi olmalı diye... işte benim aldığım nefes senin süreç çıktınken benim verdiğim nefes de benim andaki soluduğum içimden, bedenimden ruhumdan geçirdiğim senden aldıklarımla yoğurup benden kattıklarımla değer katıp çıktı olarak  sunduğum bu nefes, söylediğim her bir söz,çıkardığım her bir ses,  yaptığım her bir hareket bu evrende bir yerlere dokunup sonsuzluğa yol alırken...kimlere dokunuyor kimlerin imbiğinden tekrar geçiyor, kimlere fayda/ zarar oluyor...

Düşünüyorum da beraat etmeyi istemek sabahlara kadar sadece bir gece dua etmek ve beraat etmek, sen seni kendi kendine beraat ettiremedikten sonra mümkün olur mu? Önce kendinle hesaplaşmış, yaptıklarının yaşadıklarının farkındalıklarını anlamış, derslerini almış, kendinin en iyi versiyonu olmuş musun? Neyin beraatini istiyorsun? Bir düşün bakalım...

Ben de tüm hayatım boyunca yaptığım seçimlerden dolayı yaşadığım üzüntülerim için önce kendimden af diliyorum, üzdüğüm ve yorduğum hayatıma dokunan herkesten af diliyorum, bana verdiği gücü ve imkanları, potansiyelimi tam olarak kullanamadığım için yaradanımdan af diliyorum.

Geçmişimi affediyor gelecek için de kendimin en iyi versiyonu olabileceğim kendimin ve bütünün hayrına güzel günler ve iyi bir insan olmayı  istiyor, yaradanımdan da beni affetmesini diliyorum.

Bu konuda peygamberimiz Hz. Muhammed'in  bir hadisi vardır:
"Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah-u Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim' buyurur." (İbn Mâce)
Ayrıca Berat gecesi, Kur'an-ı Kerim'in Levh-i Mahfûz'dan Dünya semasına toptan indirildiği gecedir. Buna "inzâl" denir. Kadir Gecesi'nde ise Peygamber'e ilk kez ve parça parça indirilmeye başlanmıştır. Buna da "tenzîl" denir.

Beraat geceniz kutlu olsun....
12.06.2014  Füsun Aykut








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder