30 Temmuz 2014 Çarşamba

MASKELER


Bu video da çok şey gördüm; İnsanların gerçek yüzlerini gördüm…
Yapmak isteyipde yapamadıklarımızı kendimize yakıştıramadıklarımızı empati yaptığımızda ne kadar rahat yapabildiğimizi gördüm.

Bu videoda acı gördüm…
İçimizdeki potansiyeli görmediğimizi, aslında  fıkır fıkır bir cevher olduğunu ama kendimizi gerçekleştiremediğimizi gördüm.

Bu videoda şaşkınlık gördüm;
Hiçbir şeyi yapmam yapamam dememek gerektiğini aynı şartlarda hepimiz herkes olabileceğimizi ve her şeyi yapabileceğimizi gördüm.

Bu videoda sinerji gördüm;
Tek başına yapmaya cesaret edilemeyen şeylerin ekiple ve ortak ruhla nasıl da yapılabiliyor olduğunu gördüm…

Bu videoda korkaklık gördüm;
Nasıl da aslında kendimizi olduğumuz gibi kabul etmediğimizi maskelerin arkasında her şeyi yapabildiğimizi gördüm.

Bu videoda güvensizlik gördüm;
Kendimize güvenmediğimizi aynı dansı kendi kendimize de yapabilecek iken başkasının yönlendirmesine ihtiyaç duyduğumuzu gördüm…

Bu videoda hayatın  tüm gerçeğini gördüm;
Kendimiz olamadığımızı yaptıklarımızı ve yaşadıklarımızı hep, maskeler ,  kimlikler ve  farklı yüzler arkasında yapabildiğimizi  gördüm…

  

Hey sen, maskeli çocuk;
Fırlat artık tüm maskelerini,
Dans mı etmek istiyorsun,  çıkar ayakkabılarını, yüreğinin ritmini dinle, doğanın güzelliklerini gör, içindeki sen ne diyor onu duy…yap içinden gelenleri, korkma, cesur ol, sevdiğini söyle, düşüncelerinde açık ol….kimse senin bilincini okuyamaz ki kimsenin seni anlamasını bekleme, sen kendin olduğunda anlamaları ve seni okumaları daha kolay olacak, anlatmaktan çok anlamaya  çalış, nasıl yaşamak istiyorsan öyle ol…Kısacası dostum, maskeleri taktığın zaman yapabileceklerini maskesiz de yapabilecek kadar kendine CESUR ol….

30.07.2014  Füsun Aykut






                        



8 Temmuz 2014 Salı

Dokunuş...

Günün yorgunluğunu denizin serin sularına bırakmaya giderken, 3 kanka kıkır kıkır gülerek hayatı  tiye alan farkındalıklarımızı konuşuyorduk, gece birkaç  saatlik uykuyla ve günün yorgunluğu olmasına rağmen bir gecelik kalacağımız tatil yerinin keyfini çıkarmak için sahil kenarına gidiyorduk.Yolda yatan birisini gördük kıvrılmış hareketsiz yatan orta yaşlı bir adam,  garip giyinişli, esmer tenli ve yalnız yaşadığı belli olan haliyle duygusuzca yatıyordu, heyecandan elleri ayaklarına dolaşmış  17  yaşlarında olan tatilci çocuk karşı apartmanın birinci katında oturuyormuş  balkondan görünce yere düşen kişiyi, hemen yanına gelmiş. Telefonla bir yerleri aramaya çalışıyordu… ablasını aradım ama cevap vermedi dedi..Biz ne yapacağımızı bilememenin  heyecanıyla yaklaştık yanlarına, çocuk çok korkmuş heyecanlıydı, ambulansı aradım Edremit’ten gelecekmiş  buralarda yokmuş  bekleyeceğiz diyordu korkuyla…
Ben ve yanımdaki dostlarım belki o çocuğun iki katı yaşlardaydık ama onun gösterdiği o cesaret ve ilgi karşısında bizim de elimiz ayağımız tutulmuştu sanki…
Oradan geçip gidecektik, o sırada motosikletli bir bey yaklaştı, durumu sordu ambulans bekleniyor deyince yapacak başka bir şey yok sadece beklemeliyiz dokunmayalım dedi ve motorunu sürdü gitti..
Kendim dokunmaya ve yaklaşmaya korkuyordum zaten, bir de bu motosikletli bey dedikten sonra dokunmamızın belki hastaya hasar  verebileceğini düşündüm , ama o çocuğun çaresizliği ve yalnızlığına kıyamadım, karşı caddedeki esnafa sormak istedim ve gittim sordum esnaf ilgilenmedi orda alışveriş yapan  20 yaşlarında genç bir kız hemen koştu….
Hastanın yanına eğildi ve onu konuşturmak için sorular sordu,   “neyin var abicim  ne oldu”  işte bu soruydu…beni  şok eden, oysa biz yaklaşamamıştık  su getirin diye bağırdı genç kız, hemen  marketten bir küçük su aldım ve götürdüm sanki o dokturdu, yerde yatan hasta adamın yüzünü eline su alarak yıkadı…merak etme  ambulans  geliyor  diye  teselli ediyor elini tutuyordu…
Birden adam konuşmaya başladı, “İntihar ettim….” Hay Allah dedim ve kalbimin titrediğini hissettim, etraftan komşular gelip kızın yanı kalabalıklaşınca biz oradan ayrıldık….
Sonra evet baya bir sonra ambulans sesi geldi….
Kim bilir  durum ne oldu?  Ama buradan çaresizliğin ne olduğunu  o durumda  ben olsam ve insanlar bana daha zarar verebilecekleri korkusuyla bana dokunamasalardı ve ben yaptığımdan pişman olmuş ve beni biran önce hastaneye götürmelerini bekliyor olsaydım ne hissederdim…

Garip ve insanca duygular….ama o genç kızımızdaki insan sevgisini dokunmayı ve ilgiyi keşke  ben de yapabilseydim, oysa  o  benim yarı yaşım kadardı….yaşanmışlıklar mıydı beni hayattan korkutan,  çok bilmek miydi? Sonucunu düşünüp , bütünü görebilmek miydi? Öğrendikçe, insandan, insani duygulardan  daha mı uzaklaşıyoruz acaba….o soru çıkmadı o gece kulaklarımdan…..”abi neyin var, ne oldu? “ keşke ben de diyebilseydim… 

Hani diyorum ya hep Y kuşağı gümbür gümbür geliyor diye...

Biz X kuşakları olayı seyretmeyi ve çekingenliği seçerken, kimileri görmezden gelip  kimileri geçip giderken, Y kuşağının biri hastanın başında telefonla arıyor diğeri hasta ile ilgilenip elinden tutuyor sevgi gösteriyor...

Bir tatil anısı...

Füsun Aykut. 05.07.2014 Akçay


4 Temmuz 2014 Cuma

KÜSME BANA

KÜSME BANA

Ben kendimle barışırken
Kendimin farkına varmaya uğraşırken,
Sana dokunmuş,
Seni istemeden incitmiş,
Seni görmezden gelmiş,
Seni dinlememiş,
Seni görmemiş,
Seni duymamış,
Seni anlamamış olabilirim...
Kırılma bana, küsme bana...
Ben seni anlamadıysam eğer...
Bu seni sevmediğimden önemsemediğimden değil ey dost...
Ben kendime yükseliyorum, derinliklerime inerken bilincimi yükseltiyorum...
Kendimi ne kadar anlamadığımı, ne kadar yok saydığımı, ne kadar önemsemeden yıllarımı geçirdiğime yanıyorum.
Gel sen de küserek yok sayma yine beni..

Bil ki ben kendimi tanıdıkça, anladıkça, daha çok sevdikçe, aslında bana beni yansıtan seni daha çok seveceğim.

Bil ki ben kendimle barıştıkça, tüm evrenle barışacağım.
Sadece izle beni, anlamaya çalış bana objektif ol, yalanlarınla iltifatlarınla değil bana gerçeklerinle yüreğinle gel.

Bugün dokundum küstüm çiçeğime...
Küstü bana kapattı kendini ...
Oysa ben izlemeliydim onun yükselişini, görmeliydim muhteşemliğini.

Küsme bana ey güzel çiçek...
Sen çok yücesin , çok güzelsin, sen kendin olmaya çalışırken ben se sana isteyerek dokundum, seni izlemek güzelliğini görmek yerine senin kapanmanı , kendini kapatmanı sağladım...
Söz dokunmayacağım sana, sen yüksel, güneşe, gökyüzüne...sen kendin ol...ben se sadece izleyicin ve öğrenicin....

Bu sabah balkonumdan bu çiçeğimi sunmak istedim...
Herkese ve her şeye karşı anlayıcı olmak ve sevgiyle dolmak niyetiyle çok güzel ve kendimiz olabildiğimiz bir gün diliyorum, haydi deriiiiin 3 nefes ve sarıl kendine, ve anla karşındaki SEN'leri...


04.07.2014