Bugün yine konuşuyorum içimdeki kalabalıkla...
Öyle heyecanlılar ki ; biri susuyor diğeri başlıyor....hooop durun bir dakika...hepinizi dinleyeceğim, hem zaten bugün bütün zamanlar kendime ait sadece kendime...
Dışarıda bir gök gürültüsü...içimden daha da gürültülü...ama izin vermeyeceğim içimdeki gürültüyü bastırmasına...
Aldım kahvemi...kitaplarımı koydum bir kenara...kapalı her şey sadece yağmur sesi, gök gürültüsü ve içimdeki sesler...bağıran , ağlayan, haykıran,sevinçli ,heyecanlı sesler....
şimdi söz sende "sanatçı"....
yaaa aslına bakarsan üretmek istiyorum, bütün gökyüzünü susturup önce güneşi açtırıp , gökkuşağını boyamak, herkesin gökkuşağının renklerinde kendisini bulmasını istiyorum...güzel resimler yapmak istiyorum, güzel besteler yapmak, dans etmek, şarkı söylemek,güzel olan her şeyi fotoğraflamak,kısacası güzel olan her şeyi yaşamak istiyorum...içimdeki bütün duyguları ürettiklerimle yansıtmak, akıtmak ve yok olmak erimek istiyorum.
Ya sen "yazar" sen neler diyorsun?
Ben mi ben öyle şeyler yazmak istiyorum ki ,bütün dünyanın güzel şeyler yaşaması için bu hayatı bir tiyatro sahnesi gibi görüyor ve ben de kendi yazdığım oyunun başrolünde istediğimi oynamak istiyorum, öyle bir senaryo olsun ki! herkesin kendi potansiyelini kullanabildiği ve kendisini oynayabildiği ama maske takmadan kendisi olabildiği bir senaryo... bu senaryoda kimler mi olsun? model aldığım bütün insanlar olsun...anlatsınlar kendi yaşadıklarını , nasıl kendileri olabildiklerini...
Bir şiir yazmak istiyorum içimdekilerin aktığı herkese her şeyin aslında kendisi olduğunu söyleyen tek kelimelik bir şiir bu ne mi olsun? "SEN" ...şiir bu sadece tek kelimelik "SEN"' in içinde herkesin kendi koskocaman bir dünyası var zaten...
Ya sen, sen "anne" ne demek istiyorsun sürekli konuşmak istiyorsun gibi bir halin var...
Ben mi ben model olduğum 2 insanın yetişmesinde doğru bir model olmak için kendimin en iyi versiyonu olmak için yapmak istediklerimin , söylemek istediklerimi söyleyebilmeyi, onları anlayabilmeyi ve objektif olabilmeyi istiyorum.
Sen; ya sen heyecanlı "iş kadını" sen ne diyorsun?
Ben mi ben de 45 yıllık deneyimimi çoook güzel farkındalıklar yaratan projelerde aktif olabilmeyi ve bunları gerçeklştirebilmek için yeni oluşumlarımın heyecanını yaşıyorum...IŞIK olmak istiyorum ,çok ama çok heyecanlıyım.Yaptığım koçluklarla yarattığım farkındalıklarla yaşattığım güzelliklerin daha da artmasını çoğalmayı kocaman kitlelere hitap etmeyi istiyorum....
Peki sen "küçük kız" annesinin babasının 45 yaşındaki küçük kara kızı sen ne diyorsun?
Ben mi ben ne diyebilirim ki bu kadar kalabalıkta beni de hoş görüyor , bu stres, bu acılardan sonra , bu yoğunluk içinde artık beni de gördüğün ve isteklerimi hiç ihmalsiz gerçekleştirdiğin için teşekkür ediyorum...kocaman teşekkür hem de hiç etmediğim kadar...
Sennn arkadaş, dost, güzel insan sen ne diyorsun?
Ben mi ben insanları yargılamayı değil anlamayı seçiyorum, onların kabuklarının altındaki özlerini görmeyi öğreniyorum, öğrendikçe de bana objektif ayna olanlarla gelişiyor yeni dostluklar biriktiriyorum, acıyor içim , önceki hayal kırıklıklarımın aslında benim yaratmış olduğumu öğrendikçe, bütün acılarımın ve üzüntülerimin benim yaratıcısı olduğumu anladıkca....acıyor , kanıyor ama kabuklaşıp sonra da iyileşiyor, iyiyim öğrendikçe dostluğun ne olduğunu anladıkça daha da iyileşiyorum, öyle dostlarım var ki, işte onlar iyi ki varlar...çünkü mesafe önemli değil yürekten varlar...her an ruhumla konuştuğum her şeyimi maskesiz paylaşabildiğim insanlar artıyor arttıkça da maskelere ihtiyacım yok diyor birr bir maskelerimden kurtuluyorum....ama hepsi bitmedi sanırım çırılçıplak kalabilmek önemli olan, hiç bir maske olmadan tüm şeffaflığımla.... oluyor bazen oda oluyor...ama sınırlar koymayı seçtiğim insanlar hala var...anlıyorum ki daha çook yolum var....özüme kavuşunca, sınırlarımı kaldırınca, tam ben olunca ...o da olacak....acılarımı ve farkındalıklarımı haykırmak istiyorum, bütün bağırmam bundan...
Hey sen "yanız sevgili" sen ne diyorsun... ben mi ben bu kadar kalabalıkta evet tek başınayım ama yalnız değilim içimde birçok kalabalık var...sevgili olmak mı? aşk mı? ben artık anladım ki sevgi bütün güzel olanaymış, aşk ise bütün yaratılanaymış... Her şeyi ve herkesi AŞK la sevmeyi öğreniyorum.. ve biliyorum ki sevdikçe daha da kendim oluyorum.
Yudumluyorum soğuyan kahvemi ve bir bir dinlediklerimi fark ediyorum...aslında ne kadar çokmuşum ,ne kadar yorgunlukları geride bırakmış ama yine de enerji doluymuşum...Haydi hayat şerefe...güzelliklerin ŞEREFİNE....yola devam Sevgimle...
28 Mart 2014 Cuma
Kendime notlar
- Yoruldum...enerjim bitti sanki , insanlar , olanlar, yaşananlar tüketti beni dayanamıyorum artık...
-- Neye dayanamıyorsun?
- Kendimi istediklerimi anlatamıyorum...
--Peki sen karşındakini anlıyor musun?
- ne? tabi ben ona karışmıyorum ki? ben ona kızmıyorum ki? istediğini yaşıyor, ama ben bir şey yapmak isteyince yapmak istediğimi anlatmakta zorlanıyorum.
-- peki karşındakine karışmamak, kızmamak...bu mu ilişki? ne zaman ona en son bir teşekkür de bulundun? ne zaman onu taktir ettin? ne zaman onu ve düşünce duygularını dinlemeye anlamaya çalıştın?
- ama ben ona hiç karışmam ki her şeyine izin veririm, yediği önünde yemediği arkasında , para desen var, kariyer desen var...
-- peki ona değerli olduğunu hissettiren birisi var mı?
-- onunla ilgilendiğini onu görünce heyecanlandığını, başarılarını ve hayatta bıraktığı izleri beğendiğini ne zaman hissettirdin? O sana senin değerli olduğunu hissettirse, seni taktir etse , senin duygu ve düşüncelerini dinlese , seni anlamaya çalışsa mı hoşuna gider? yoksa boyna mızıldansa mutsuzum beni anlamıyorsun dese mi kendini daha mutlu hissedersin...
--düşün bakalım mutluluk burada nerede? anlatmakta mı? anlamada mı?
Bir görüşmemden notlar-- Füsun Aykut
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)